Başyazarımız Şükrü Turan Ergün'ün Mücadele Gazetesi 2 Mart 2017 tarihli ''Sessizce'' Başlıklı Köşe Yazısı'ndan...
Değerli Mücadele Okurları, her ne kadar felsefik ve bilimsel bir yaklaşımla yazılarıma yaklaşsam da şiirden uzaklaşamıyorum.
Şiir benim hayatımın bir parçası.
Bundan olsa gerek artık biraz da şiir katacağım yazılarıma.
Şiirlerimin anlattıklarımı fısıldayacağım felsefe kokusunda…
Ne yazdığımdan da öte ne anlattığı önemli sözcüklerimin.
Şair saklanır kimi zaman.
Kimi zamansa görünmek ister.
Şiiri bulmaksa okurun…
Çünkü şiir öylesine uçsuz bucaksızdır ki anlamı kalplere göre şekillenir.
Kim ne ararsa onu bulur şiirde.
Ne anlattığı kimi zaman bilinmez.
Şair yazarken her duygudan biraz alır, hisleri kalemine ilham olur.
Dökülüverir sözcükler…
Mevsimler’den bahar dedim bir önceki yazımda.
Çünkü seviyorum çiçekleri, huzuru kokluyorum o vakit.
Mesela bu Pazar doğayı kucaklayacağım.
Yeşillikler beni bekliyor.
Papatyalar gülümsüyor, gelincikler merhaba diyor…
Nasıl olmasın da yazmasın şimdi kalemim mevsimleri…
Mevsimler demişken.
Hep Bahar’ı mı beklemek gerekir huzuru bulmak için!
Yoksa yolunu gözlemek mi…
Gelin bunu da mısralar anlatsın…
SESSİZCE
Mevsimler sensiz saatlere kurulu.
Hangi günler yazarsa yokluğunu,
Adını sayıklıyor geceler.
Yokluğunun esintisi üşüşüyor üstüme.
Ruhum irkilircesine…
Şimdi bahar gelmiş mevsimlere…
‘İlk’ deyip hep bitmiş.
‘Son’ deyip hep gelmiş.
Saatler sana,
Bense yokluğuna…
Huzur hep bir eksik
Papatyaların boynu hep bükük,
Gelincikler hep ağlamaklı…
Elbet bir gün,
Varlığına kurulu saatler.
Ve elbet o gün,
Seninle güzel mevsimler…
Şükrü Turan Ergün
Mücadele Gazetesi'ndeki ''Sessizce'' yazısı için tıklayınız.