Depresyon ve Başetme Yöntemleri

30.05.2016 04:59:21
280
OKUNMA
İbrahim Ateş
Antalya / Muratpaşa
Akdeniz Üniversitesi

Depresyon nedir?

"Ruhsal çökkünlük" olarak adlandırabileceğimiz bir psikiyatrik hastalıktır.  İnsanlar kendilerini zaman zaman mutsuz, halsiz, isteksiz, keyifsiz hissederler. Bu ya da buna benzer hislerin şiddetli ve kalıcı hale gelmesi "depresyon" olarak adlandırılır. 

Neden ortaya çıkar?

Depresyona genetik olarak yatkınlığı olan bir kişi herhangi bir strese (işsizlik, sevilen kişinin kaybı, ekonomik zorluklar, sınav stresi gibi) maruz kaldığında diğer insanlara göre daha kolay depresyona girer. Bazı ailelerde depresyon oldukça yaygındır. Bu durum aile bireylerinin genleriyle de, bireylerin maruz kaldıkları çevresel etkenlerle de açıklanabilir.  Kişilik özellikleri de depresyona zemin hazırlayabilir: Örneğin, bağımlı ya da çekingen kişilik yapısına sahip olan kişiler duygularını dışa vurmakta zorlandıkları için depresyona daha yatkındırlar.  Bunun aksine, antisosyal (topluma karşı) kişilik özelliği olanlar öfkelerini fazlasıyla ifade ederler ve depresyon eğilimleri azdır. 

Depresyon hangi yaşlarda görülür? Cinsiyet farkı var mıdır?

Her yaş grubunda görülür. Çocuklarda bile.  En sık 25-45 yaş arasında rastlarız. Kadınlarda depresyon erkeklere oranla iki kat fazla görülür. 

Belirtileri nelerdir?

Depresyona giren kişilerin mutsuz, durgun, isteksiz göründüğüne sık tanık oluruz. Kişiyi yakından tanıyanlar "Son zamanlarda çok değişti. İçine kapandı. Bizden uzaklaştı" şeklinde durumu ifade edebilirler. Hayattan zevk almayan, isteksiz, halsiz, çabuk sinirlenen, kendini gereksiz yere suçlayan, konsantre olmakta zorlanan, unutkan bir insan görürüz karşımızda. İş verimi düşer. Arkadaşlarından, dostlarından, yakın çevresinden uzaklaşır. Öğrenciyse geçmiş başarıları mazide kalır. Geçmişi de, geleceği de olumsuz yorumlar ve algılar. Geçmişte hep mutsuzluklar yaşanmıştır, herşey ters gitmiştir şeklinde bir algılama geliştirir. Gelecek de yalnızca hayalkırıklıkları, acılar ve gözyaşları vaat etmektedir. Uyku düzeni bozulur. Uykuya dalamaz, sık uyanır, erkenden kalkar ya da tam tersine çok uyur, başını yastıktan kaldıramaz. Çoğu kez iştahsızlığa bağlı kilo kaybı olurken, bazen iştah artışı kilo alımı ile sonuçlanır. Depresyon geçiren insanlarda ölüm düşünceleri sık görülür. Yaşamın anlamı azalmış, acı vermeye başlamış ve taşınması gereken ağır bir yük haline gelmiştir. Ölüm bu acıdan kurtulmanın bir yolu olarak akla gelir. Bununla birlikte, sık akla gelse de, ölüm düşünceleri eyleme seyrek dönüştürülür. Başka bir deyişle, intihar girişimleri intihar düşüncelerinden çok daha seyrektir. 

Ne zaman yardım almalı? Kimden yardım almalı?

Her mutsuzluk, her moral bozukluğu depresyon değildir. Depresyonda hissedilenler devamlı, şiddetli ve acı vericidir. Hissedilen olumsuz duygular ve ortaya çıkan değişiklikler kalıcı hale gelmişse, ve ayrıca kişinin aile, iş ya da özel yaşamını bozuyorsa en kısa zamanda ruhsal destek alınmalı, bir psikiyatristle ya da klinik deneyimi olan bir psikologla görüşülmelidir.  

Depresyon nasıl tedavi edilir?

Depresyon geçiren kişinin bu durumu farketmesi, kabullenmesi ve tedavi için başvurması en önemli adımdır. Ne yazık ki, toplumumuzda sosyokültürel düzeyi yüksek insanların bile "ruh sağlığı" diye bir kavramdan haberdar olmadıklarına, yadsıdıklarına ya da küçümsediklerine sık şahit oluruz. Durum böyle olunca, tedavi için başvurmanın depresyonu yenmede en büyük adım olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır.  Bununla birlikte, iyi bir hasta-hekim ilişkisi tedavinin başarısında önkoşuldur. Tedavi süresince depresyonda görülen olumsuz, çarpıtılmış, gerçeği yansıtmayan duygu ve düşünceler üzerinde çalışılır. Depresyona zemin hazırlayan bir stres etkeni varsa, bu etkenle başetme yöntemleri öğretilir. Kişinin çatışmaları ve hastalıklı savunma mekanizmaları yorumlanır. 
Toplumsal katılımı ve sosyal etkinlikleri desteklenir, cesaretlendirilir. Depresyon geçiren insanların çoğunda antidepresan ilaçlar etkili olur ve iyileşmeyi hızlandırır.  Antidepresan ilaçlar kişinin enerjisini, motivasyonunu artırır, uykularını düzenler, daha sağlıklı düşünmesine ve sağlıklı karar vermesine yardımcı olur. Bu ilaçlar depresyon tedavisinde genellikle 9-12 ay süreyle kullanılır. Ancak, tekrarlayan depresyon, ağır depresyon ya da bazı başka durumlarda uzun yıllar kullanılabilirler.  İlaç tedavisini psikiyatrist verir ve ilaç kullanım süresine de hastanın düşüncelerini de dikkate alarak psikiyatrist karar verir.  


Kullanılan ilaçların yan etkileri olur mu? Bağımlılık yaparlar mı?

Çoğu antidepresan ilaç, tedavinin ilk haftasında bulantı, ağız kuruluğu, hafif uyku hali gibi birtakım yan etkiler yapar. Ancak, bu yan etkiler geçici ve hafiftir. Bir süre sonra tamamen ortadan kalkar. İlaçların olumlu etkileri genellikle 2-3 hafta sonra ortaya çıkmaya başlar. Haftalar, aylar geçtikçe etki artar. Çok rahatsızlık verici bir yan etkiyle karşılaşılırsa, ilaç tedavisini öneren psikiyatriste danışmak ve onun önerileri doğrultusunda hareket etmek yerinde olur. Antidepresan ilaçlar bağımlılık ya da alışkanlık yapmaz. Ancak, bazı kişilerde kilo aldırabilir. Bazen, tam tersine, depresyona bağlı kilo almış kişilerin kilo vermesini kolaylaştırır. Psikiyatrist ilaç seçimini yaparken bu ve benzer konuları dikkate alır. 

Hamilelikte ya da doğum sonrasında depresyon ortaya çıkarsa ne yapmalı? 

Hamilelik sırasında ve doğum sonrasında depresyon seyrek rastlanan bir durum değildir. Ancak, genellikle tanınmaz ve tedavi edilmez. 
Özellikle hamilelikte görülen depresyonun tedavisinde öncelikle ilaç dışı yöntemler kullanılır: Psikoterapi gibi. Hamileliğin ilk 3 ayında, fetusta organ gelişimi sözkonusu olduğu için, mutlak zorunluluk olmadıkça ilaç tedavisi verilmez. İlk 3 ay dolduktan sonra, ilaç dışı yöntemler sonuç vermezse, ağır depresyon varsa ya da intihar riski yüksekse ilaç tedavisi kullanılır. Böyle durumlarda, bir başka seçenek elektrokonvulzif tedavi (elektroşok tedavisi) uygulanmasıdır. Elektroşok tedavisinde beyine elektrik akımı verilerek nöbet oluşturulur. Etkili ve çabuk sonuç veren, ancak insanların ürktüğü ve korktuğu bir yöntemdir.  

Dr. İbrahim Ateş
Psikiyatri Uzmanı 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER İÇERİKLER


YORUMLAR