Dikey Geçiş Sınavı Öncesi Bilinmesi Gereken 5 Altın Kural
Dikey Geçiş Sınavına girecek Değerli Öğrenciler,
2016 Dikey Geçiş Sınavına çok az bir süre kala sizlere faydalı olabilmek adına DGS hakkında bir takım faydalı bilgileri sizlerle paylaşacağım. Bu noktada yonbilgi.com olarak en büyük farkımız ve faydasını dokunacağını düşündüğümüz husus ise DGS’yi bizzat tecrübe etmiş birisi olarak bu yazının kaleme alınmış olmasıdır.
Öncelikle ifade etmek isterim ki 2 yıllık bir üniversite mezunu olmak toplumda kabul gördüğü gibi bir dezavantaj değildir. DGS kazanıldığında 4 yıllık okullara tamamlandığı gibi açıköğretimden de okunabilmektedir. Bu sizler için bir avantajdır. Bu şartlarda mezun olduğunuzda okuduğunuz bölümlerde (açıköğretim dışında herhangi bir lisans programına dikey geçiş yaptığınızı düşünerek) 3 diplomanız olacak ve bu durum iş süreçlerinizde avantajlı bir konum elde etmenizde belirleyici bir rol oynayacaktır. Farklı bir üniversiteye gitmek farklı arkadaşla tanışmak sizlerin sosyal çevreyle olan ilişkilerinizi daha da güçlendirecektir. Aslında her yönüyle 2 yıllık bir üniversite mezunu olmak sizler için nice kapıları açacak etkili bir anahtardır. Bu noktada belirleyici olan faktör sizleriniz. Eminim ki bu yazıyı okuyan herkes zaten bunun bilincendir yine de tekrar konunun üstünü çizerek DGS’de başarıya giden yolda 5 altın kural’ı sizlerle paylaşmak isterim.
Kendinize İnanın!
2009 yılında Finike Meslek Yüksekokulu’nda başlayan eğitim hayatım 2011’de Kocaeli Üniversitesinde ve şimdi ise Dumlupınar Üniversitesi’nde devam etmektedir. Dikey Geçiş Sürecini bizzat tecrübe etmiş ve 2 yıllık eğitimden 4 yılı tamamlamış ve şu anda yüksek lisans eğitimiyle devam etmekte olan biri olarak tüm bu süreçler aslında bir inancın sonucu ortaya çıkmıştır. Buradan anlaşılmalı ki bu süreçte etken olan faktör başarıya olan inancım olmuştur. Gerçekten de öyledir. İnanç insan hayatında önemli rol oynar ve bu rol eğitim hayatında da öyle etkisini hissettirir ki sınava olan odağınızı, okulda ki başarınızı belirler. Zaten inanmışsanız başarısız olma gibi bir durum asla söz konusu olmaz. Bu yüzden bu yolda öncelikle başarılı olacağınıza inanmalısınız. Sınavı gözünüzde büyütmeden birtakım çalışmalar yaparak bu süreci rahatça atlatabilirsiniz. Birşeyi yapamayacağınıza odaklanırsanız zaten yapamazsanız ama kendinize olan inancınız sizleri ‘yapacağım’a odaklandıracağı için başarı kendiliğinden gelecektir. O halde öncelikli olarak birinci kuralımız kendimize inanmak!
Disiplinli Çalışın!
Genellikle DGS sınavı zor bir sınav olarak düşünülmekte, ve özellikle iki yıllık okuyan öğrenciler için bir kabusa dönüşmektedir. Halbuki diğer sınavlar ile kıyaslandığında herkesin kolaylıkla yapabileceği bir sınavdır DGS. Bu noktada şunu belirtmekte fayda var ki ‘zor’ diye bir şey yoktur bu kişinin olaya tamamen neresinden baktığı ile ilgilidir. Bilinç altınıza yüklediğiniz bu ‘zor’ komutu zaten sizin önünüzde aslında en büyük engel olacaktır. Sınava kolay bir sınav olarak bakmak ve disiplinli çalışarak ilerlemek sizleri başarıya götürecektir. O halde ikinci kuralımız disiplinli çalışmak!
Çözümlü Testlere Odaklanın!
Sınava girecek 2 yıllık üniversite mezunu öğrencilerin genellikle şöyle problemleri var. Özellikle meslek okullarından gelen öğrenciler sayısal sorularını cevaplandırmakta sıkıntı yaşadıklarını ifade ediyorlar. Haklılar, matematik eğitimi almamış temeli olmayan öğrenciler için gerçekten aşılması zor bir durum gibi görülebiliyor ama çözümlü sorularla test çözülerek ve konu anlatım kitaplarla konulara hakim olunarak bu problemin üstesinden gelinebilir. Bakın bu çok önemli kesinlikle sınava 2 ay gibi bir süre kala konu çalışmayın. Test çözün. Özellikle çözümlü testlere odaklanın ki soruların nasıl yapıldığının farkına varın, eksiklerinizi görün ve kapatın. Denemeleri önce mutlaka çözümlerine bakmadan yapın. Denemeniz bittiğinde yapamadığınız soruların çözümlerine bakarak nasıl yapıldığını kavrayın. Sayısal’da gelecek sorular temel matematik düzeyinde olması bu noktada en büyük avantajdır ve matematiğin temel mantığı çözüldüğünde aşılamayacak engel olmayacaktır. Sözel sorularında ise daha çok paragraf uzunluğundan şikayet edilmekte. Sözel soruları çözerken de bütünüyle paragrafa odaklanın. Anlayamadığınızda ikinci kez okuyun. Tekrar anlamıyorsanız boş bırakıp diğer soruya geçin. O an için yapamadığınız bir soru ile inatlaşmak sadece kısıtlı zamanınızdan çalacaktır. Diğer soruları yaptıktan sonra tekrar yapamadığınız soruya dönün, böylece daha sakin bir şekilde soruya odaklanabilirsiniz. O halde üçüncü kuralımız çözümlü testlere odaklanmak! Böylece sorulara hakimiyetimiz güçlenecektir.
Sınavdaymış Gibi Test Çözün!
Sınava iki ay gibi bir süre kala zamansız (yani sınavdaymış gibi zaman ayarlamadan) ilerlemek size bir fayda sağlamaz. Test çözerken güncel hayatla bağlantılarınızı koparmalısınız. Telefonunuzla bağlantınızı kesmelisiniz. O anda hiçbirşey dikkatinizi dağıtmamalı. Sosyal Medya hesaplarınız sınav bitene kadar beklemeli. Bu noktada çözümlü denemeleri sınavdaki gibi formata uygun kitapçıkları kullanın. İçlerinde optik kağıt da olan bu kitapçıklar edinirseniz sadece soru kitapçığı üzerine değil optik form üzerine de işaretleme imkanınız olacak bu sayede ne kadar sürede soruları cevaplandırdığınızı net bir şekilde görmüş olacaksınız. Örneğin şimdilerde yapacağınız çalışmalarınızı günde en az 1 deneme şeklinde mutlaka yapmalısınız. Elbette aynen sınavdaymış gibi optik forma işaretlemeleri ihmal etmeyerek. Süreniz bittiğinde mutlaka kalemi bırakmalısınız. Denemenizin çözümleriyle birlikte yanıtlarını elinize alarak hangi soruları doğru hangi soruları yanlış yaptığını gözlemlemesiniz. Bu şekilde bir çalışmanın bir sonraki denemede gelecek benzer soruları nasıl kolay bir şekilde yaptığınızı gözlemleyeceksiniz. Son 1 ay kala ise en az 2 deneme çözmelisiniz. Sadece 2 ay kendinizi sınava odaklamanız istediğiniz bölüme geçiş yapmanızı sağlayacaktır. O halde dördüncü kuralımız sınavdaymış gibi test çözmek! Böylece zaman yönetiminin başarılı bir şekilde üstesinden gelirsiniz.
Çizelge Oluşturun!
Çözdüğünüz denemelerin neticeleri hakkında bir çizelge oluşturmak çok önemli. Bu doğrularınızı ve yanlışlarınızı ayırt etmenizi sağladığı gibi her bir sonraki testte daha fazla çıkaracağınız net sayısı motivasyonunuzu da artıracak ve gelişmenizi takip etmenizi sağlayacak. Ayrıca bu çizelge bir yönüyle sizin sınavdan alacağınız puan hakkında şimdiden somut bir bilgi verebilecek duruma getirir. O yüzden çizelgeyi önemseyin, her testte ne kadar soru cevaplandırdığınızı, doğrularınızı, yanlışlarınızı not edin. Ve her testin sonunda puan hesaplama robotlarını kullanarak puanınız hakkında fikir edinin ve bunu da not alın. O halde beşinci kuralımız çizelge oluşturmak! Farkı göreceksiniz.
Değerli arkadaşlar DGS’de ki 5 altın kural sizleri emin olun ki başarıya götürecek olan anahtardır. Bu bilinçle hareket edecek öğrenciler istedikleri üniversitelerde istedikleri bölümlere gideceklerdir. Şimdiki yazım sadece sınav üzerine oldu. DGS sınavından başarılı bir sonuç almak malesef tek başına yeterli değil. Bölümlerinize göre doğru tercih yapmak da çok önemli. Bunun da çok ince detayları var. İnşallah bir sonraki yazımızda (muhtemelen sınavdan sonra olur) doğru tercih yapabilmeniz için gerekli tavsiyeleri sizlerle paylaşacağım.
Sorusu olan arkadaşlar facebook hesapları ile yazının altına yorum yapabilirler, mutlaka tüm sorularınız cevaplandırılır. Sitemizin iletişim bölümünden de bizlere ulaşabilirsiniz. İsteyen öğrencilere tercihlerinde online görüşmelerle birebir yardımcı olacak ve sizlerin en doğru tercihlerle üniversitelere yerleşmenizle yardımcı olacağız.
Yönbilgi Öğrenciyi Destekleme ve Eğitim Platformu olarak 2016-2017 eğitim öğretim döneminde üniversitelerde DGS hakkında ücretsiz konferanslarımızı da gerçekleştireceğiz. Özellikle 1. sınıftaki ilgili arkadaşlar bizimle iletişime geçerek, meslek yüksek okulları için şimdiden taleplerini bize iletebilirler.
Bu vesile hepinize çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Şükrü Turan Ergün
Yönbilgi Öğrenciyi Destekleme ve Eğitim Platformu
Eğitim Danışmanı
