Çallı Kuşağı 1914

1908’de kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin asker kökenli ressamlardan sivil kuşağa geçiş, 1910 Çallı grubu olarak bilinen izlenimci ressamlar kuşağıyla gerçekleşmiştir. Türk resminde figür geleneğini başlatan Osman Hamdi’den bu ressamlara geçiş, aynı zamanda modernleşme sürecinin de başlangıcını oluşturur.

11.12.2015 18:37:02
2378
OKUNMA
Şükrü Turan Ergün
Aydın / Aydın
Dumlupınar Üniversitesi

1908’de kurulan Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin asker kökenli ressamlardan sivil kuşağa geçiş, 1910 Çallı grubu olarak bilinen izlenimci ressamlar kuşağıyla gerçekleşmiştir. Türk resminde figür geleneğini başlatan Osman Hamdi’den bu ressamlara geçiş, aynı zamanda modernleşme sürecinin de başlangıcını oluşturur. 

 

İbrahim Çallı’nın popüler sanatçı kişiliğiyle liderlik yaptığı bu kuşak Hikmet Onat, Feyhaman Duran (1886-1970), Hüseyin Avni Lifij, Namık İsmail, Nazmi Ziya gibi isimlerden oluşmaktadır. Bu ressamlar, batı resminde etkisini tamamlamış izlenimci görüşe bağlandılar. Fakat bu akım içinde Batı resminde olduğu gibi, renklerle ilgili problemin çözülmesi ihtiyacı ile hareket etmediler. Genellikle optik görünüşleri, az çok renkçi anlayışıyla dile getirdiler. Bu sanatçılardan Çallı İbrahim, akademikleşmiş izlenimciliğe bağlandı. Zeybek ve Mevleviler, adlarını taşıyan eserlerinde olduğu gibi bazı eserlerinde yerli motifleri işledi. Natürmortlarında ve açık hava resimlerinde anlatım ustalığı gösterdi. Fırça tuşlarına önem verdi. 

 

Feyhaman Duran, izlenimci anlayışı yansıtan eserlerinde titiz bir işçilikle, renk ve desen uzlaşmasını birleştirdi. Hikmet Onat, genellikle eski İstanbul görüntülerini canlandıran peyzajlar yaptı. Nazmi Ziya, izlenimci anlayışı renk problemlerine özel bir dikkat göstererek İstanbul görüntülerini güneş ışığı ve sis gibi unsurlarla birlikte verdi.

 

Feyhaman Duran, sanat yaşamı boyunca manzara, natürmort, iç mekân ve portre gibi resmin farklı konuları üzerinde çalışmış bir sanatçıdır.

 

Çallı kuşağı olarak adlandırılan bu dönemin sanatçılarından Hüseyin Avni Lifij, Sanayi-i Nefise'de kısa süre eğitim aldıktan sonra Paris Güzel Sanatlar Okulu'na gönderildi. Gölgesi ufka düşen ağaçlar, servilikler, kızılımsı bir güneşin aydınlattığı gizemli manzaralar içli bir melankolinin ördüğü ıssız yollar iç dünyanın dışa vurulduğu karmaşık ilişkiler Lifij'in resimlerine içli bir şiirsellik katar. 

 

Namık İsmail ise, Türk resim sanatında kişisel üslup ayrımlarının belirginlik kazanmasını sağlayan büyük ustalardan biridir. Temalara biçimsel yaklaşımı belli sınırları aşmayan bir deformasyon eğilimi yansıtır.

 

Kaynakça: Çağdaş Türk Sanatı Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı, Fotoğraf ve Grafik, Ankara, 2012, ss.12-14

Görsel Kaynağı; Çağdaş Türk Sanatı Tarihi, Milli Eğitim Bakanlığı, Fotoğraf ve Grafik, Ankara,     2012, ss.13-14

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER İÇERİKLER


YORUMLAR